EMU “Avrupa’nın Güneyinde İslam” temasıyla, 20-22 Eylül tarihleri arasında, Akademi Kıbrıs ev sahipliğinde Kıbrıs’ın Girne şehrinde toplandı. Toplantıda BURA’yı Başkanımız Murat Ellialtı, Dış İlişkiler Komisyonu başkanı Halil İbrahim Yenigün, ve    Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Ömer Faruk Yalçın temsil etti.
Murat Ellialtı, Abu Bakr Rieger, Halil İbrahim Yenigün, Ömer Faruk YalçınAçılış konuşmalarından sonra ilk sözü alan EMU Başkanı Abu Bakr Rieger “Avrupada İslam: Geçmiş, Bugün ve Gelecek” başlıklı bir konuşma yaptı.

Avrupa’da şu anda bir İslam karşıtlığı sorunu olduğunu anlatan Rieger, bu sorunu çözebilmek için yapılması gerekenlerle ilgili yaptığı analizi sundu. ‘İslam nedir?’ sorusunu pozitif bir yönde cevaplayabilmemiz, anlatabilmemiz gerektiğini anlatan Rieger, Avrupalıların zihinlerinde İslam ile ilgili problem oluşturan üç temel şey olduğundan bahsetti.

Buna göre, birincisi felsefi problemdir, yani Avrupa’da din denilince akla gelen şey kendi tarihi tecrübelerinden kaynaklı olarak, Hıristiyanlık gibi bir din anlayışıdır. Oysa ki İslam çok daha kuşatıcı, sosyal hayatın bütün alanlarını düzenleyen bir dindir.

İkinci bir sorun, Müslümanlarla ilgili tarih kitaplarının gayri-müslimler tarafından yazılıyor olmasıdır. Bu, meselenin ya müslümanların islamı tam olarak kavramamış kişiler tarafından anlatılmasına, ya da daha kötüsü İslam tarihi anlatısının bir karalama kampanyasına dönüşebilmesine sebep olmaktadır.

Üçüncü sorun, halihazırda Avrupa’da yaşayan Müslümanların bazı davranışlarının İslam’ı kötü temsil etmesi, Avrupalıların ise bu tutum ve tavırları İslam’dan kaynaklı veya İslam’da var olan şeyler olarak görüp İslam’ı doğru anlayamaması.

Tabii ki bunlardan dolayı onları suçlayamayacağımızı anlatan Rieger, İslam’ı anlatmak için daha çok çaba gösterilmesi gerektiğini, ufak ve detay tartışmalardan ziyade, daha temel soruların İslami bir perspektiften anlatılmasına ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.

Daha sonra Bosna Bilim Akademi ve Sanatları Başkanı Prof. Dr. Ferit Muhic bir konuşma yaptı.

Muhic konuşmasında şu noktalara temas etti: “Avrupa İslamı’nı diğer İslam’lardan veya Avrupa Müslümanlarını diğerlerinden ayırmak çok tehlikelidir. Aynı şekilde, buna bağlı olarak, doğru İslam, yanlış İslam ayrımı da tehlikeli olur. İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik; üçü de aynı derecede Avrupai veya Avrupai değildir, üçünün de peygamberi Avrupa’nın dışından çıkmıştır. Daha ilginç olanı, Avrupa’da İspanya Endülüs ile İslam’ı yaşarken, Avrupa’nın doğu kısımları, bugünkü Almanya’nın bazı kısımları, Polonya, Romanya, İskandinavya’nın henüz Hıristiyanlıkla dahi tanışmamıştır. İslam’ın Endülüs ile, Sicilya ile, Osmanlı tecrübesi ile Avrupa topraklarında bir devlet geleneği var. İslami yönetim altında yaşayan toprakların baskı altında yaşadığına dair bir yanlış algılama durumu var, ve bunu tersine döndürmek zorundayız. Cordoba’da 600 tane cami var idi, Müslümanların elinden çıktıktan sonraki ertesi sene bir tane cami kaldı. Oysa ki Osmanlı yönetimi altında, ‘pax-Ottomana’ altında, milletler dillerini, kültürlerini, geleneklerini korumuşlardır.”

KKTC Din İşleri Bakanı Dr. Talip Atalay’ın temsilcisi Şakir Alemdar “Kıbrıs’ta İslamın Bugünü ve Tarihçesi” başlıklı bir konuşma yaptı.

Şakir Bey şunları söyledi: “İslam’ın adada uzun ve dolu dolu bir tarihi var, şu anda bu tarih yok olmadı, ancak bir süreliğini unutuldu ve yeni çabalarla inşallah canlandırılacaktır. Kıbrıs’taki müftülük 500 senelik bir kurum ve İngiliz dönemine kadar tam kapasite ile çalıştı, sonra kapatıldı. Barış harekatından beri görece pasif bir dönemden geçen müftülük, 2011den itibaren yeni Müftü (Din İşleri Bakanı) Dr. Talip Atalay Bey’in atanması ile yeni ve aktif bir döneme başladı. Osmanlı döneminde 11 tane medrese ve 110 tane cami vardı. Güneydeki camilerin şu anda sadece 8 tanesi açık, bu da Kıbrıs anayasasının da ihlali demek. Rumlar camilerimizi açtırmamaya, biz de açmak için elimizden gelen mücadeleyi yapıyoruz.”

Güney Kıbrıs’ta Müftülüğün temsilciliğini ve Hala Sultan türbesinin imamlığını da yapan Şakir hoca, Hala Sultanın hikayesini de anlatarak, dinleyicileri adada İslam’ın Osmanlı’dan önceki tarihine doğru bir yolculuğa çıkardı.

Toplantının kapanış konuşmalarını EMU Onursal Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş yaptı.

Akşamki özellikle gençlerin katıldığı oturumda ise derneğimiz adına Ömer Faruk Yalçın, BURA’nın tanıtımı, geçmişte BURA ve EMU arasında yapılmış faaliyetler ve BURA’nın da desteği ile gençler arasında yapılabilecek etkinliklerle alakalı kısa bir sunum yaptı.

Gençler arasında Erasmus-Exchange imkanlarının, özellikle İstanbul’a gelmenin, teşvik edilmesi, gençlik buluşmalarının daha düzenli ve konu-proje özelinde gerçekleştirilmesi başta olmak üzere bir dizi öneriyi sundu.

Paylaş!