Tarihinden bu yana İslam kültürü ve coğrafyası açısından çok önemli bir yere sahip olan Kudüs şehri bugün ne yazık ki üzücü haberlerle gündemimize geliyor. Şehirde yaşayan insanlara karşı yapılan haksızlıklar ve sürekli artan siyasi belirsizlik Orta Doğu’nun merkezinde yer alan Kudüs’ü gün geçtikçe daha da içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Kudüs’ü daha iyi anlayabilmek ve içinde bulunduğu durumdan haberdar olabilmek adına Taha Kılınç, 10 Nisan 2017 Pazartesi gününde Boğaziçi Üniversitesi’ne konuk oldu.
Kudüs’e dair görseller eşliğinde konuşmasını gerçekleştiren Taha Kılınç konuşmasına Kudüs’ün tarihinden alıntılar yaparak başladı. Müslümanların yanında diğer semavi dinlerin mensuplarının gösterdiği rağbet Kudüs’ü yıllar boyunca çeşitli milletlerin ve kültürlerin beşiği konumuna taşımıştır. Bununla beraber Kudüs şehrinin sınırları içinde dünya imparatorluklarının birçoğunun izi yer almaktadır. Din ve siyaset açısından toplumların merkez olarak kabul ettiği ve geçmişten bu yana tarihi olayları şekillendirme noktasında bulunan Kudüs, içinde bulunduğu hassas dengelerden dolayı yeri geldiğinde Osmanlı ve Rusya arasında yaşanan Kırım Savaşı’nda olduğu gibi ülkelerin ciddi savaşlara girmesine sebep olmuş.
Namazın emredilmesinden sonra Müslümanların döndüğü ilk kıble olan Kudüs’te şu anda gördüğümüz yapılaşmadan uzak fakat yıkık ve harabe halinde olan birçok mabed yer almakta. İnsanlar bu mabedlere yapısal özelliklerinden ziyade temsil ettikleri öz bilgisinden dolayı değer veriyorlar. Şehrin 638 yılında Hazreti Ömer döneminde Müslümanların kontrolüne girdiğini aktaran Taha Kılınç, Müslümanların halk içerisinde daha çok insanları muhafaza eden ve hakem rolü
üstlenen bir pozisyonda durduğunu söyledi ve altı ayrı Hristiyan cemaatinin anlaşmazlığına sebep olan kilise anahtarını, ve kiliseyi açma-kapatma yetkisini köklü Müslüman ailelerin taşıdığını vurguladı. Konuşması boyunca sahip olduğu görsel arşivden yararlanan konuşmacımız, her bir tarafından, sokağından, köşesinden ayrı bir tarih ve manalar haznesi çıkan Mescid-i Aksa çevresini görüntülerle detaylı bir şekilde izah ederek coğrafi ve mimari olarak yanlış tanımlanan kavramları etraflıca açıkladı.
Son olarak Kudüs’ün bugününe değinen konuşmacımız İsrail devletinin yürüttüğü politikaların Hristiyan ve Müslüman tebâ arasında zımni bir kader beraberliğine sebep olduğunu ifade etti. Bunlara ek olarak da İsrail devletinin yanı sıra içerisinde İslami referansları barındıran bazı ülke ve güç odaklarının da, şu anki siyasi ve ekonomik sıkıntıların sürdürülmesinde bir payı olduğunu söyledi.