Kim ki, sanatçı olarak avare dolaşıp geziler yapmış ve gerçek müslüman ve arap kentlerinde, gölgeli, serin sokaklarıyla Kahire’de, Şam’ın pazarlarında, Yemen’in Sana’sında, Maskat ya da Bağdat’ta, canım kahvelerin kafes oymalı sıralarında hayranlıkla kültür edinmiş; Palmyra (Tadmor) bedevilerinin lekesiz hasırlarında uyumuş, çölün gözkamaştırıcılığında, arap halkının gerçek örneği, görkemli Harun Reşid ile kardeşçe ekmek bölüşüp tuz tatmış; kutsal Mekke’nin emiri, katıksız peygamber soyundan gelme Şerif Hüseyin bin Ali bin Avn ile eski zaman sadeliğinde bir sohbetin doyumsuz tadına varmışsa, yüzlerdeki ortaklaşa anlatımın ilginçliğini de fark etmiştir. Oradakileri saran bir tek duygu vardır: Çılgın bir neşe… ve bu neşe, jestler ve özellikle mimikler yaparak, coşkulu seyirciler arasında sıçrayarak masallar anlatan yiğit halk öykücülerinin en
özgürce çıkışlarına yaşamsal kahkahalarla canlılık verir; ve sözcüklerle, seslerle, havadaki duman ya da kösnüklerle, Allah’ın son bağışı esrarın belli belirsiz duyumsanmasıya, esriklik sizi sarar ve gece içinde havada yüzer durursunuz…
Arap neylerin musikısine, kanun ve udun inleyişine, darbukanın derin ritmine, bir müezzin ya da hanenzedenin okuduğu ezan ya da şarkıya, zengin bir masal, bir şiirin zincirleme ses düzenine, bir yaseminin ince kokusuna, bir çiçeğin raksına ya da bir kuşun uçuşuna, – kısık ya da haykıran bir sesle “A-ha!” diyerek – uzun, bilgiç, dalgalı, esrik, mimari bir yanıt verir.

Yani Arap, içinden geldiği gibi davranır, ama ince ve hayranlık uyandırıcıdır.

Dr. J. C. Mardrus, Binbir Gece Masalları’nın Fransızca çevirisinin önsözü, çev: Alim Şerif Onaran, YKY, İstanbul 2007, sh:42.

Geçtiğimiz hafta, BURA‘dan bir ekiple Kahire ve İskenderiyye’i kapsayan Mısır Gezimizi tamamladık. Mısır’ın tarihi ve turistik yerlerini, Kahire Uluslararası Kitap Fuarı’nı ziyaret ettik, Mısır’a hayat veren Nil’de gezdik.

Başta Yüksek Öğrenim Bakanlığı, El Ezher Medresesi ve Kahire Amerikan Üniversitesi olmak üzere Mısır’ın kültürel ve akademik kurumları ile derneğimiz arasındaki ilişkileri güçlendirmek üzere temaslarda bulunduk.

İşte gezimizin ilk ayağı olan Kahire bölümü:

1. ZİYARETLER 

Makam-ı Hüseyin

Hüseyin Camii’nde bulunan Hazret-i Hüseyin Efendimiz’in kabri Kahire’de ziyaret ettiğimiz yerlerin başında geldi.

Bu bölgeye mısırlılar “Makarr-ı Hüseyin” diyorlar.

Rivayetlere göre Kerbela vakasından sonra Peygamberimizin sevgili torunu Hazret-i Hüseyin’in başı gövdesinden ayrılmış, vücudu burada defnedilmiştir. Hazret-i Hüseyin’in Kabri hala pek çok Mısır’lı yerlilerce ve yabancı turistlerce ziyaret edilmektedir.Kabrin bulunduğu Hüseyin Camii

TC Kahire Büyükelçiliği

Kahire’deki ilk durağımız Türk büyükelçiliğiydi. Büyükelçimiz Şafak Göktürk bizleri son derece iyi bir şekilde ağırladı. Yaptığımız sohbette kendisinin, Mısır tarihi ve politikası üzerine sahip olduğu birikim ve vizyon hayranlık uyandıracak nitelikteydi.

Kahire’de bulunduğumuz süre içerisinde yaptığımız diğer ziyaretlerde bize ciddi destek ve yardımlarda bulundu.

Mısır Yüksek Öğrenim Bakanlığı

Kahire’deki birbaşka ziyaretimizi, Yüksek Öğretim Bakanlığı müsteşarı Safvet Salim ile gerçekleştirdik.

Mısır Arap Cumhuriyeti’nde biri orta öğretim, diğeri ise yüksek öğretimden sorumlu 2 ayrı eğitim bakanlığı var; yani YÖK, hükumete bağlı bir bakanlık durumunda.

Bir mezun derneği olarak Kahire’yi ziyaret mekanı olarak seçmemizi nisbeten nadir görülen, çok iyi bir tercih olduğunu vurgulayan Müsteşar Salim, Boğaziçi üniversitesi öğrencileriyle özellikle kendisinin mudili sayılabilecek Kahire Amerikan Üniversitesi öğrencileri arasında değişim programları dahil her türlü desteği verebileceklerini ifade etti.

İDSB Mısır Temsilcisi

BURA’nın kurucu üyesi olduğu İDSB (İslam Dünyası STKları Birliği) Mısır temsilcisi Prof. Salih AbdülMutaal’i ziyaret ettik. Sosyoloji profesörü olan Salih AbdülMutaal halen MGD-SD (Ganoub Center for Studies & Self-Development) isimli bir derneğin başkanlığını yürütüyor.

Ayn Şems Üniversitesi Türkoloji Bölümü

El Ezher, Kahire ve Kahire Amerikan Üniversiteleri’nin yanı sıra, Mısır’ın en seçkin üniversitelerinden olan Ayn Şems Üniversitesi’ni de ziyaret ederek, BURA’da tanuıştığımız Türk Tarihçisi Prof. Macide Mahluf ile görüştük.

Güzel bir tevafuk neticesi Ayn şems Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nün kurucu Prof. Muhammed Harb de kısa bir ziyaret için Kahire’ye gelmişti. Prof. Macide Mahluf, Prof. Muhammed Harb (Bahreyn Üniversitesi Türk Tarihi Bölümü), Sunusi Mısıroğlu, Prof. Abdülaziz Muhammed (El Ezher Üniversitesi Türk Dili Bölüm Başkanı) ve Dr. Tahsin Deliçay (Çukurova Üniversitesi)

2. GİZA 
Mısır’ın simgesi piramitler, kaldığımız Cataract Hotel’in oldukça yakınında bulunduğundan dolayı, Mısır ziyaretimizin, kısa bir vaktini burayı ziyarete ayırmak istedik.

Piramitler

Devasa büyüklükleri ve mimari fevkaladelikleriyle piramitler herkesi olduğu gibi bizleri de büyülemekte gecikmedi.

Otelimiz

Piramitlerin hemen yakınındaki otelimizden sabahları ayrılırken mısırlı çalgıcılar bizi uğurluyordu.

3. KAHİRE 

18 milyonluk nüfusuyla Kahire, dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri.

El Ezher Üniversitesi ve Camii

Han Halili civarındaki en önemli mekanlardan biri de hiç kuşkusuz, kuruluşu 10. yüzyıla kadar uzanan El Ezher Üniversitesi’dir.

Fatımilerce kurulan El Ezher medresesi, uzun yıllar İslam dünyasının pek çok önemli eğitim merkezlerinden biri olmuştur. Buğun de yine Ortadoğu coğrafyasında özellikle dini eğitimde en çok ismi anılan üniversite olma özelliğini devam ettirmekte dünyanın çeşitli yerlerinden öğrenci kabul etmektedir.

Kahire Amerikan Üniversitesi

Bunun dışında Kahire’nin en gözde üniversitesi şüphesiz, Mısır halkının daha çok seçkin insanlarının rağbet ettiği Kahire Amerikan Üniversitesi’dir.

Kahire Amerikan Üniversitesi, kuruluş prensipleri ve eğitim geleneği göz önünde tutulduğunda Boğaziçi Üniversitesine denk düşmektedir. Robert Cllege’den birkaç sene sonra kurulan ve öncelikle lise eğitimi vererek başlayan okul, tıpkı Robert Cllege gibi Türkiye ve Mısırda milli devletlerin oluşumu sonrası üniversite eğitimi vermeye başlamıştır; ama halen devlet değil özel üniversite statüsündedir.

Han Halili Çarşısı

Han Halil diye bilinen bizim Kapalıçarşı’ya benzeyen bir çarşı ve mahalle var; yerli ve turistik eşyalar satılıyor.

Kahire Uluslararası Kitap Fuarı

Kahire ziyaretimizin en önemli adımlarında biri de her sene bu dönemlerde kurulan ve dünyanın en büyük fuarları arasında anılan Kahire Uluslararası Kitap Fuarı’ydı.

Fuar Arap olduğu kadar dünyanın bütün dillerinden, edebiyatlarından, politikasına, sanatından mühendisliğine kadar çok geniş yelpazede kitaplar ve görsel materyaller içermekteydi.

Mısır Müzesi

Kahire’nin merkezinde bulunan Merkez müzesi de dünyadaki pek çok gözde müzeyle yarışacak derecede zengin tarihi kalıntılara sahip.

Firavun dönemi Mısır tarihi için çok zengin bir müze.

Nil’de tekne turu

Kahire’nin (hatta daha genelde Mısır’ın) adı her zaman Nil özdeş anılır. Mısır’ı Nil’in bir hediyesi olarak görmek pek de abartı bir yorum olmaz.

Bizler de kendi değerine yakışır, Nil’in berrak sularında bir saate yakın bir yelkenli turu yaptık.Kahvehaneler

Kahire kahvehaneleri İstanbul’u aratmaz. Ama yine İstanbul’da olduğu gibi gerçek kahve turistik mekanda yüksek meblağ ödenerek içilen kahve değil, ara sokakta çok sıradan, fakirhane kahvesidir.

Biz de Kahire’nin kenar mahallelerindeki salaş kahveleri ustalıkla bulup, Kahire’nin keyfini çıkardık.

Kahire trafiği

Bu kadar kalabalık bir şehirde tabi ki trafik bir rezalet!

Arabalar çarpışan otomobiller gibi geziyor; yolların çoğunda ise şerit/ çizgi yok. Zaten 7-8 vuruktan aşağı araba da yok ?

Kahire taksileri

Kahire ziyaretimizin en unutulmaz sahneleri, dört kişilik kapasiteye sahip taksilere altı kişi binilen anlarda yaşandı.

Meraklılar; dikiz aynası faciasını, çarpışan arabaları, düğün konvoyunu, ücret pazarlıklarını, adres sormaları katılan arkadaşlarımıza sorabilirler.

Aynı mesafeyi bazen 20 cüneyhe, bazen 50 cüneyhe gittik. Tarife yok, iz’an yok… Tabi bizde de iz’an yok; nadiren 5 kişi bindik taksilere genelde 6 yı ve ücreti zorladık; ayna vs kırma pahasına ?

Paylaş!