2004-2013 döneminde Türkiye, etnik ve dini kimliklerin kamusal alandan ve özellikle devlet aygıtının atama yoluyla işbaşına gelen üç sacayağı olan askeriye, bürokrasi ve yargıda dışlandığı cumhuriyetçi politikaların peyderpey ortadan kalkmasıyla birlikte ciddi seviyede bir demokratikleşme deneyimi yaşamış ve bir nevi “sivil haklar hareketi” veya “sessiz devrim” tecrübe etmiştir. Bu demokratikleşme hareketi sonucunda bireyler etnik ve dini kimliklerini kamusal alanda ifade edebilme imkânına sahip olmuş, askeriye ve yüksek yargı dahil devlet aygıtının en üst kademelerinde dahi böylesi kişilerin görev almasının önü açılmıştır. Böylece dindar muhafazakâr ve etnik azınlık kimlikleri dolayısıyla Cumhuriyet tarihi boyunca baskı ve dışlama politikalarına maruz kalan kitleler eşit vatandaşlık hakkına sahip olabilmişlerdir. Öte yandan bu demokratikleşme hareketi FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerinin de varoluşsal sebepleri olan etnik ve dini kökenli dışlanmaya dayalı mağduriyeti ortadan kaldırmış ve bu varoluşsal kriz özellikle de 2015 sonrası süreçte görülen saldırgan politikaları benimsemelerine yol açmıştır. Dolayısıyla, PKK’nın 14 Temmuz 2015’de başlattığı sözüm ona “Devrimci Halk Savaşı” ve FETÖ’nün 15 Temmuz Darbe Girişimi Türkiye’de son 15 yıl içerisinde gerçekleştirilen meşru demokratikleşme hareketine karşı gerçekleştirilen en kanlı terör eylemleri olarak tarihe geçmişlerdir.
Doç. Dr. Şener Aktürk konuşmasında, bu demokratikleşme hareketi çerçevesinde gerçekleştirilen reformlardan bahsetmenin yanı sıra, bu terör eylemlerinin özellikle uluslararası arenada yol açtığı tepkiler, Batılı devletler, medya ve özellikle demokratikleşme süreçlerini değerlendirmeye odaklanan uluslararası endekslerin bu gelişmelere yaklaşımı gibi konulara da değinecektir.
Tarih: 11 Mayıs 2017 | Saat:18:00
Yer: Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüs | NH 305