Pandeminin İzini Sürmek atölyesinin “Eğitim & İş Yaşamı & Psikoloji” başlıklı son oturumunda “Eğitim ve Öğretim Hayatı” başlıklı sunumuyla Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tufan Adıgüzel‘i dinledik. Ardından yine aynı oturumda İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Medaim Yanık “Pandemi Sürecinin Psikolojik Yansımaları” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Eğitim bilimlerine yönelik hazırladığı sunumu paylaşan Adıgüzel, yükseköğretim ders materyallerinin online canlı derslere yönelik tekrar hazırlanması gerektiğini, ders süresi, ölçme değerlendirme vs her şey bu süreçten sonra yeniden tasarlanması gerektiğini belirtti.

“Öğrenciler ekran başında uzun zaman geçiriyor ders saatinde. Öğrencilerin öğrenmede kalmalarını mı ekranda kalmalarını mı istiyoruz?”

Bu tür geçişlerde bir aldatma olduğunu belirten Tufan Adıgüzel, “Son süreçle birlikte öğrenciler başta olmak üzere insanlar dijital araç bombardımanı altında. Mesela bir hafta içinde dijital araçlara herkes alıştı. Bu kandırmaca. Bireysel ve eğitsel teknoloji kullanımı farklı şeyler. Bu konunun kanıtlar ile araştırmalarla ortaya konması gerekiyor.” dedi.

Konuğumuz, uzaktan öğretimin, ölçme değerlendirme ve doğru tasarım ile yapılırsa  uzaktan öğretime olan olumsuz bakış açısının düzelebileceğini belirtti.

Sunumunda “Sosyal-Eğitsel Eşitlik” konusuna değinen Adıgüzel, herkesin teknolojiye ulaşımının eşit olmadığını belirterek, eninde sonunda kendi başına öğrenmenin tasarlanması gerektiğini belirtti.

Bilgiye erişim konusunda Adıgüzel “Bütçenin eğitim yerine, zayıflayan ekonomiye ve sağlık alanına harcanmasının eğitsel eşitsizlikteki dengesizliği daha da arttıracak mı? Muhtemelen öyle olacak.” dedi.

“Araç seni başarılı yapmaz, strateji seni başarılı yapar.”

Konuğumuz eğitim konusunda söylediği diğer konular ise şu şekilde:

“En büyük sorumluluk ebeveynlere düşüyor. Veliler gerekli şekilde düşündüğünde okullar ve kurumlar değişime zorlanır.

Online eğitim maliyetleri düşürür mü? Kısa vadede büyük yatırımlar yapılarak maliyet artabilir fakat uzun vadede eğitim maliyetleri düşecektir.

Sosyal kültürel boyutta ise hibrit model uygulanabilir. Psikoloji mesafeyi minimuma çekmeye çalışıyoruz. Derslerin etkileşerek tasarlanması lazım.

Eğitim paydaşlarına bu süreçten sonra büyük bir sorumluluk düşüyor. Tutumlarını ve becerilerini yenilemek zorunda kalacaklar.”

Prof.Dr. Tufan Adıgüzel’in sunumunun ardından oturumun diğer konuğu Prof.Dr. Medaim Yanık söz aldı. Psikoloji alanı perspektifiyle pandemi süreci sonrasını yorumlayan Yanık, süreç sonrası oluşabilecek durumları 13 hipotezle anlattı. İnsanlar arası yönelim farklılıklarından ve homojen bir yapı olmamasından dolayı bu 13 hipotez arasında birbirine ters düşenler olabileceğini belirten konuğumuz hipotezlerini kısaca tanıttıktan sonra her hipotez konusunda geniş açıklamalar yaptı. Yanık’ın ortaya koyduğu 13 hipotez ise şu şekilde:

1-Koronavirüs sürecinde psikiyatrik ilaç kullanımı ve psikoterapi ihtiyacı artacaktır.

“Sağlık alanındaki başarımız, psikiyatrik tedavilerde o kadar başarılı değil. Hastanelerde bu polikliniklerde yığılma ve yoğunluk olabiliyor. Psikiyatrik tedavi ihtiyacı karşılanmazsa ilaç kullanımı artar.”

2-Koronavirüs sürecinde hem aile içi dayanışma hem de çatışma artacaktır. Dolayısıyla boşanma durumlarında ek bir artış olabilir.

3-Sosyal izolasyonda olan insan oranında artma olabilir.

“Sosyal izolasyon otoriteler tarafından tavsiye edilse bile bu toplumun hayrına olan bir şey değil. Önerilmesi gereken mesafe fiziksel mesafedir.”

4-Mutsuzluk oranları yükselebilir.

“Toplumda genel bir memnuniyet azalması olabilir.”

5-Büyük grup aktivitelerinden uzak durma, çekirdek aile içinde kalma eğilimi artabilir.

6-Hem klasik tıp hem de alternatif tıp yükselebilir.

“Süreçten önce alternatif tıp yükselişteydi. Covid ile birlikte bu anlayışta bir daralma olabilir. Tüm bunlara rağmen salgının genişliği sebebiyle tıpın zayıflığını da gördüler.”

7-Sanal ortam etkinliklerinde kalıcı büyüme yaşanabilir.

8-Hem dindarlık hem sekülerleşme artabilir.

“Bu tür afetlerde yabancılaşma söz konusu. Büyük afetler dindarlığı ve sekülerliği aynı zamanda güçlendirir. Ara eğilimdeki insanların anlayışlarını bastırır.”

9-Sosyal eşitsizlik derinleşebilir.

“Gelir yüksek olanlar şahsi arabalarıyla ulaşım sağlarken, gelir seviyesi düşük olanlar Toplu taşımayı kullanmak zorunda kalıyor. Bu süreç sosyal eşitsizlikleri artırabilir. Amerika istatistiklerine baktığımız zaman böyle bir durum görüyoruz. Hastalığa yakalanma riski Amerika’da siyahların beyazlara göre iki kat fazla.”

10-Hem iyiler/iyilikler hem de kötüler ve kötülükler artabilir.

11-Siyasal gruplar hareketlenebilir ve gruplar arası çatışma artabilir.

“Muhalif gruplar bu dönemi değişimin ve iktidarı devirmenin tam zamanı olarak algılarlar.”

12-Ev algısı, mimarisi, yaşam yeri algıları ve mekanı değiştirme eğilimlerini arttırabilir. Bahçeli evlere, sitelere, şehrin dışına, küçük şehirlere ve kırsala yönelme artabilir.

“İnsan nerede nasıl yaşayacakları hakkında kafa patlatacaklardır. Ama bu sınırlı bir fırsattır. Aklından geçirse bile birçoğu şartlardan dolayı bu düşünceyi hayata geçiremez.”

13-Tüm bu eğilimler birkaç yıl içinde büyük oranda eski haline dönme eğilimine girebilir.

Medaim Yanık hocamız, sunumunun ardından diğer konuğumuz Prof.Dr.Tufan Adıgüzel ile birlikte katılımcıların sorularını yanıtladı.

23 Nisan’da başlayıp 16 Mayıs’ta sona eren Pandeminin İzini Sürmek online atölyede uzman birçok ismi konuk ettik, farklı alanlara farklı perspektiften bakma fırsatı bulduk. Konuklarımıza ve tüm katılımcılarımıza desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.

Program tekrarını buradan izleyebilirsiniz:

Paylaş!